Sözcü

 ...kaç kavminin sözcüsü kaldı, ton ton çözülen renklerinde, melek misin, şeytan mısın; kılıcın bilenmiş duruyor kaburganın içinde, lilith mi, belzabuth mu, tuğladır soğuyan taş evine...

Vaat

 Bir zaman ve zevk hırsızı karanlık altına bandırılmış köpek dişlerim; ne yapsam canlanmaz içimdeki yeşil vadi, ben körpe bir vaattim...

Kazı

…ben elekten geçmeyen görü, tene işlenmeyen zaman, bir kazı ki ne ispat, ne verevlik tözü…

Şirret

 ...iki kirin arasında nakış olmanın bir tadı var, bir zuhur balkıması var, bir balkon dürbünüyüm, far takıyorum uzaklıkların karnına, bir tat oluyorum işte şirretliğin karnında, burada doğmak istemiyorum, sadece biri iki yapmak istiyorum, alef, o m e ga, ce...

Yontucu

 ...ikiysen aşarsın, sekme taşları ve kıyı, örülür öteye geçmenin gerekçeleri; mavi bir sandaldan bakarsın, ceviz sandıkta bir yontucunun işlemeleri...

Simden Irmaklar

 İçimde kuruyan papatyalar yeşerdi. Dirilmenin yüzü simden ırmaklar gördü.

Kadran

 ...bir tğ gibi battım kendi etime; deniz yoktu, ama kıyı vardı, bir bitki örtüsü, çiğ ve kırağı, bir sürahide çalkalanan su ve boşluğu, bir kadran olmak için etrafa izler saçıyordu, ürperdim ve indim bir bulut gibi yeryüzüne ve bir tığ gibi battım kendi etime...

Dürbün

 ...beni ne gizliyor o kadar ölüyüm, üstümü açan her ürküde hazır ve övüngünüm; bir hızar keşfettim kurduğum zamanda, cümlelerimde; ben aslında yalnız kendi içine bakan bir dürbünüm,..

Eli Sopalı Sözler

 bir kıbleniz var mı;
saat dilinde ve

pu sula arzında
kuvve kültü bir mağarada
lügat ve ilmim
taş taş üstünde iğ
bir kip belki olmayan düşünce
çivi yazısına
ey uyum sonsuzun kirpiklerinde
uyuyan o fettan sarhoşluk
mai bir gövde
her şeyi karıştıran
bozan o kirli çubuk…

Kahin ve Şablon

 …kahinin elinde dizge şablonlar, bazen bir yelpaze gibi, bazen bir ıstılah; zaman yemi ile beslenen şema, listeler, alt listeler; sonsuza açılan kapılar, sandıklar, perdeler, arada motifler, motifler arası yanıp sönen işaretli kuryeler, belki ateş böcekleri; kahindir elindeki şablonla öğüten bütün düzenleri ve sonra ve sonra topyekün, bir kütle, binbir avize bilmek olur her şey, kurulur zaten kurulmuş olan, üzerinden tekrar geçenleriz biz, olmuşu bitmişi bilince erdirenleriz biz…

Ibıh

titiz bir kalemin örgüsü bu

kurulan dünya

ruh dinleniyor ve yutağında

yapıtaşı bir salgı var

ne zaman eşyaya sürtünse

bir duygu çakıyor boşlukta

harf şekli

bir dans başlıyor

ruh ile kelimeler arasında: ıbıh

Kansu Gavri

Büyük bir taş yuvarlıyorum, ilk hecesi hep bende kalıyor, duvarları yıkmak diye… Taş taş üstünde kalmasın bu sefer: D… Aze’yi, Gu’yu, Natva’yı bir deri, bir kemik bileyim Kansu...

Mühür

 ...bir esmer hırıltıdır okyanuslarda sesim, gam kuşu biriktirmiş kül rengi bulutlarda; bir yangın yorgan vermiş, gözlerim; soğumuş nakarat hüzünlerde...